Hayat ve Şeyler Hakkında Bir Söz


           

 

Bir fısıltı

            Üniversitede okuyan genç bir bayan vardı. İçinde başka bir öğrenciyi, bir çocuğu kilisesine davet etmesi gerektiğini hissetti. Bu yönlendirmeyi her gün hissetti ama yapmadı. Üniversitenin son haftasında nihayet o çocuğu kiliseye davet etti. Birkaç yıl sonra kocasını kilisede buldu ve onunla evlendi. Birkaç yıl sonra kocasıyla kiliseden ayrılıyordu ve yıllar önce kiliseye davet ettiği o genç adamı gördü. Onların kilisesinde mübaşirdi. Onu selamladı ve kocası da ona kocaman sarıldı. Kiliseden ayrıldıktan sonra bayan kocasına o genci neden kucaklayarak selamladığını sordu. Kocası, yıllar önce onu kiliseye davet edenin kendisi olduğunu söyledi. Yıllar önce üniversitedeki o genç adam aracılığıyla kocasını kiliseye davet etmişti. Tanrı'nın fısıltısını dinlemiş ve Tanrı'nın fısıltısına itaat ederek kocasını elde etmişti.

       Tanrı bizimle işitilebilir bir sesle konuşmaz. O'nu fiziksel kulaklarımızla duymuyoruz. Tanrı bize fısıldar, ruhumuzdadır. Duyduğumuz bir ses değil, ruhumuzda hissettiğimiz bir duygudur.

       Ruh alemi, içinde yaşadığımız fiziksel alemden daha gerçektir. Ruh alemi, fiziksel gözlerimizle görebildiğimiz her şeyden daha geniştir. Tanrı ruhlar aleminde yaşar. Manevi alemde bize fısıldıyor. O'nunla manevi alemde iletişim kurarız. Manevi alemde O'na ibadet ederiz. Manevi alemde O'nu onurlandırıyoruz. Tanrı ile yaptığımız her şey manevi alemdedir.

       Tanrı Bir'de üç Kişi'dir. O Baba'dır. Baba yaşayan her şeyi yarattı. Bize hayat veriyor. O bize nefes verir. Bize sahip olduğumuz her şeyi veriyor. Bütün hayırlar O'ndan gelir. İsa Oğul'dur. Bizim için öldü, böylece sonsuza dek O'nunla yaşayabiliriz. O, Baba'nın yanında bizim savunucumuzdur. Kutsal Ruh, gitmemiz gereken yolda bize rehberlik edendir. Bizimle fısıltıyla konuşan da O'dur. Bizi İsa'ya çeken O'dur. O'nu ruhumuzda işitiyoruz.

       Tanrı bize bağırmaz; Bir fısıltıyla bizi bulunduğu yere davet ediyor. Tanrımız nazik bir Tanrı'dır. Bir fısıltıyla kim gelirse gelsin diyor. Bu dünyaya ait şeylerin peşinden koşarken Tanrı ile uyum içinde değiliz. O'nu ancak durup bu dünyadaki şeylerden kendimizi çevirdiğimizde ve Tanrı'nın bizim için sahip olduğu şeyleri aradığımızda duyarız. O zaman ve ancak o zaman. Tanrı'nın bize fısıldadığını duyacak mıyız? Nazik bir ses, "OLDUĞUM yere gel" diyen bir fısıltı.


–––––––––––––––––––––––


       Yeni Kral James Versiyonu
1.Krallar 19:9 Orada bir mağaraya girdi ve geceyi orada geçirdi; ve işte, ona RABBİN şu sözü geldi, ve ona dedi: İlyas, burada ne yapıyorsun?
  10 Bunun üzerine, "Her Şeye Egemen Tanrı RAB'be karşı çok gayret gösterdim" dedi, "Çünkü İsrail oğulları antlaşmandan vazgeçtiler, sunaklarını yıktılar, peygamberlerini kılıçla öldürdüler. Bir ben kaldım, onlar al Ömrümü."
  11 Sonra, "Çık, dağda RAB'bin huzurunda dur" dedi. Ve işte, RAB geçti, ve büyük ve kuvvetli bir rüzgar dağları esip RABBİN önünde kayaları parçaladı, fakat RAB rüzgarda değildi; ve rüzgardan sonra bir deprem, ama RAB depremde değildi;
  12 ve depremden sonra bir ateş, ama RAB ateşin içinde değildi; ve yangından sonra hala küçük bir ses.